Мы в Telegram
Добавить новость
123ru.net
World News in Turkish
Май
2024
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23
24
25
26
27
28
29
30
31

AKDAMAR KİLİSESİ VE ADASININ TECAVÜZ ADASI HALİNE GETİRİLMESİNİN ACI VE HÜZÜN DOLU İBRETLİK HİKAYESİ

0
AKDAMAR KİLİSESİ VE ADASININ TECAVÜZ ADASI HALİNE GETİRİLMESİNİN ACI VE HÜZÜN DOLU İBRETLİK HİKAYESİ

Akdamar Adası, tarih boyunca Urartu, Pers, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir bölgedir. Akdamar Kilisesi, 10. yüzyılda Urartu Kralı I. Gagik tarafından inşa edilmiştir. Kilise, tarihi boyunca dini ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmış, zamanla Van'ın önemli bir dini merkezi haline gelmiştir.

Gevaş bölgesinde hüküm süren Rştuni sülalesine atfen Rştunik Adası olarak geçiyor. 705 yılında Vard Rştuni'nin adada öldürülerek Rştuni beyliğine son verilmesinden sonra ada ve yöresi, daha önce Başkale'de (Ağbak) hüküm süren Ardzruni sülalesinin eline geçiyor.

908'de I. Gagik Ardzruni bazı Ermeni ve Müslüman beyleriyle anlaşarak Gevaş'ta (Vostan) kendini Vaspuragan Kralı ilan ediyor ve başkentini adaya taşımaya karar veriyor. I. Gagik adada halen mevcut olan kiliseden başka bir kasaba, saray, çarşı ve liman inşa ettiriyor. Ada üzerindeki sivil yerleşim, 16. yüzyıl başlarına kadar varlığını sürdürüyor.  1535 Osmanlı-İran Harbi'nde sonra adadaki yaşam son buluyor.

16. yüzyıldan sonra sivil yerleşimin bulunmadığı adada, Ermeni Kilisesi ve manastırı, faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. 19. yüzyıl sonlarında 300 civarında keşişin ikamet ettiği kilise ve manastır, 1895 ve 1915 olaylarından sonra tamamen terk ediliyor.

Akdamar kilisesi;

 Merkezi kubbeli ve dört yapraklı yonca şeklinde haç planına sahip olduğu görülüyor. Orta mekânda, yüksek kasnaklı bir yapı tercih edilirken, kubbesi iç kısımda olup dışarıdan piramidal külahla çevreleniyor. Kubbenin bu kadar yüksek tutulmasının nedeninin kilisedeki dikey açıyı yakalamak olduğu düşünülüyor. Kiliseye girmek isteyen ziyaretçilerin güney ve batı kısmında yer alan giriş kapılarını kullanmaları gerekiyor.

Kilisenin yüzeyinde kullanılan figürler, oldukça fazla çeşide sahip olduğundan son derece zengin mimari tekniklere sahip olduğu da anlaşılıyor. Aynı zamanda İncil ve Tevrat’tan alınan çeşitli bölümler de bu zenginliği taçlandırarak daha manevi bir görünüm elde edilmesini sağlıyor.

Kilisenin duvarlarında yer alan tarih sahneleri arasında; Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın cennetten kovulması, Hz. Yunus’un denize atılması, Hz. Meryem’in kucağına Hz. İsa’nın verilmesi, Samson Filistinli İkilisi, Aslan ininde Daniel’in bulunması ve ateşte üç İbrani gencinin yakılması yer alıyor. Dönemin mimarisi ve resim teknikleri ile çizilen bu sahneler, kilisenin daha manevi ve estetik bir görünüm kazanmasında etkin rol oynuyor. Kilisenin batı cephesine bakıldığında ise göze ilk çarpan şey, Kral Gagik’in kilise maketini sunan sahnesi oluyor.

Akdamar Kilisesi, mimari zarafeti ve taş işçiliği ile ön plana çıkan önemli bir yapıdır. Kilise, özgün mimarisi ve eşsiz freskleriyle dikkat çeker. Duvarlarındaki freskler, dönemin sanatsal değerlerini yansıtan benzersiz eserlerdir. Kilisenin en ünlü freskleri arasında Hz. İsa'nın hayatı, melekler ve azizlerin tasvirleri yer alır.

Ermeni halkı için çok önemli olan ve hac merkezi olarak kabul edilen Akdamar kilisesi, 2007 yılında restore edilip 95 yıl aradan sonra 2010 yılında tekrar ayine açılmıştır. Ermeniler, bu kiliseyi ziyaret etmeyi, dini bir vecibe olarak görmekte ve kutsal yerlerden biri olarak kabul etmektedirler. Bu nedenle, inanç turizmi açısından çok büyük bir potansiyel oluşturmaktadır.

1100 yıldır ayakta olan Akdamar Kilisesi için, 1951 yılında bir yıkım çalışması başlatılmıştı. O dönemde genç bir gazeteci olan Yaşar Kemal, tesadüf eseri olaydan haberdar oldu ve duruma müdahale ederek kilisenin yıkılmasını engelledi.

Aslen ailesi Van lı olan Yaşar Kemal aynı zamanda Van bölgesine ve Van gölüne hayran bir isimdi.

Ünlü yazar Yaşar Kemal Van Gölü için bakınız neler diyordu:

‘’Van Gölü değil, Van Denizi. Öylesine geniş ki, denizden başkası yakışmaz. Zaten Vanlılar da deniz diyorlar; gümüş tasta bir sudur. Kenarları oya oya işlenmiş bir gümüş tas."

 "Dünyada hiçbir göl, hiçbir deniz, hiçbir su Van Gölü’nün maviliğinde olamaz. Masmavi… deli eden bir mavilik. Ne gökyüzünde vardır öyle bir mavi, ne de başka bir yerde. Bir tek mavi uyar bu maviye: Diyarbakır ovasındaki çiçeklerin mavisi. Bir de bir camı kırıp kesitine bakın, işte o mavi."

Akdamar efsanesinin yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan şekli şöyledir;

Adanın karşı kıyısındaki Gevaş'ta yalnız başına yaşayan bir Müsliman delikanlı varmış Yiğitliği söylenir dururmuş o yörede. Delikanlı gündüzleri gölde balık alar,ve çobanlık yaparmış, gölde saatlerce yüzermiş. Günün birinde yüzerken bir bakmış ki adaya.gelmiş, Hele bir çıkayım adaya demiş. Badem ağaçları arasında saklanarak ne var ne yok diye görmek isterken bir de bakmış ki ne görsün? Az ötesinde çiçek açmış bademlerden koparıp bir yandan da usuldan inceden bir şarkı mırıldanan güzel bir kız...  Delikanlının aklı başından gitmiş. Delikanlı kıza yaklaşıp: "Kimsin, nesin?" deyince kız  "Hele sen söyle. Sen kimsin, nesin? Buraya nasıl ayak bastın? Bir gören olursa yanarım gençliğine" demiş.

Kız da: "Ben de baş keşişin kızıyım. Adım Tamara. Sıkıldıkça bu kıyıya iner, göle girerim." demiş. Böylece Tamara ile delikanlı arasında bir muhabbettir başlamış. Ayrılırken ara sıra o kayalığa gelip arkadaşlık etmek için birbirlerine söz vermişler. Sözlerinde de durmuşlar. Gizli saklı buluşmalar başlamış. Aralarında bir sevgi bağı kurulmuş, âşık olmuşlar birbirlerine.

İş büyüyünce kızı bir korku almış. "Ya keşiş babam görürse." diye. Delikanlı: "Haklısın, bundan sonra gündüzleri değil geceleri buluşalım. Sen akşam olunca bir mum alırsın, kayalığa gelirsin. Ben karşıdan mumun ışığını görünce yüzer gelirim" demiş. Bir süre de böyle geçmiş. Tamara akşam bastı mı kayalığa gelip mumu yakıyor, bir zaman sonra gölün sularını kulaçlarıyla yara yara sevgilisi geliyormuş. Bu böyle sürüp gitmiş.

Günlerden bir gün Tamara'yı kıskanan keşiş kızlarından biri işin nereye vardığını görmüş, gidip baş keşişe durumu anlatmış. Baş keşiş bunu duyunca beyninden vurulmuşa dönmüş. Kıza: "Bunu benden başka kimseye söylersen seni adadan sürerim, yok dilini tutarsan yakında seni rahibe yaparım. Hadi bu gece beni oraya götür, gözlerimle göreyim." demiş. O gece keşiş iki sevgilinin buluşmalarını gözleriyle görmüş, Düşünmeye başlamış: "Bu işi kimse duymadan nasıl halledeyim" diye.

Ertesi gün ikindi vakti bir fırtına kopmuş. Baş keşiş: "Olursa bu gece olur, olmazsa yandık. Şerefimiz iki paralık olur, dillere düşeriz." diye düşünüp karar vermiş. Bu gece kayalıkta mumu kendi yakacak, ışığı gören delikanlının sevgisi derinse fırtına mırtına dinlemez, kendini atar göle.

Tamara fırtınanın çıktığını görünce o gece kayalığa gitmemiş. Bu, keşişin işini daha da kolaylaştırmış. Fırtına kıyıları döverken delikanlı bakmış ki karşıda Tamara'nın ışığı kendisini çağırmakta, durur mu? Atmış gölün dalgalarına kendini, başlamış kulaç atmaya. Dalgalar onu her kaldırışta ışığı görüyor, güç alıyormuş. Böyle yüze yüze saatler aradan geçmiş. Delikanlı bir türlü kayalığa ulaşamamış. Delikanlı kayalığa yaklaştığı bir sırada gücü iyice kesilmiş, kolunu kaldıracak hali kalmamış. Tam o sırada fırtına birden bire olanca gücüyle kabartmış gölün sularını ve kocaman dalgalar, çekmiş kucağına bu delikanlıyı. Delikanlı, son bir soluk toplamış ve: "Ah Tamara!" diye bağırmış. Sesi dalgaların, fırtınanın sesine karışmış önce, ama sonra her bir yandan duyulmuş açık seçik. "Ah Tamara! Ah Tamara!" diye delikanlı gölün azgın dalgaları arasında kaybolup gitmiş. 

Bu sesi duyan Tamara koşup kayalığa gelmiş. Durumu anlayınca kendisini gölün dalgaları arasına atmış. İki sevgili hala gölün dalgaları arasında oynaşıp dururmuş. İşte bu adanın adı, delikanlının "Ah Tarnara!" diye bağırmasından çıkmış. Gün gelmiş, söylene söylene Akdamar olmuş

Van'daki Akdamar Kilisesi Ermeniler tarafından kutsal bir yer olarak görülmesinin yanı sıra, Osmanlı halkına karşı işlenen insanlık suçlarının da bir simgesi. İstiklal Savaşı'nda Ermenilerin silah deposu olarak kullandığı, kaçırılan Türklerin kurşunlanıp öldürüldüğü ve kadınlarımızın tecavüz edildiği bir yer. Olarak tarihe geçmiş

Van 1915’te Ermeni ve Rusların birlikte saldırıları sonrası düştü. 80 bin insan öldürüldü ve burada 50 Türk kadını alınarak Akdamar Kilisesi’ne götürülmek istendi. Götürülürken, kadınlar iffetlerini korumak için kendilerini göle atarak yaşamlarına son verdiler…

Atatürk  "TECAVÜZ ADASI" olduğu için kapatmıştı

Birinci Dünya Savaşı sırasında Van’ın Zeve Köyü halkı, kadın, çocuk ve yaşlı demeden, Ermeni çeteciler tarafından öldürülmüşü. Hakimiyet gazetesi yazarlarından Dursun Seyis’'in verdiği bilgilere göre bununla yetinmeyen Ermeniler, kadınlara toplu halde ahlaksızca tecavüzde bulunmuş, mallarına ve ziynet eşyalarına el koymuştu. Rusya savaştan çekilirken, elindeki bütün silah ve cephaneyi Ermenilere bırakmıştı. Silahlanan Ermeni çeteler, Doğu Anadolu’yu adeta kan gölüne çevirmişti. Van da bu katliamlardan nasibini almıştı.

Van Valisi Cevdet Bey’in Dahiliye Nezâreti’ne çekmiş olduğu 23 Mart 1915 tarihli telgrafında, Van’ın çevresinde bulunan bir çok köye Ermenilerin saldırılar düzenlediğini, bu saldırılara önlem olmak için kırk kişilik iki müfreze gönderdiğini, bunlara 70–80 kadar daha milis’in katıldığını ancak yine de yardıma ihtiyaçları olduğu ve gerekli yardımın yapılacağını bildirmiştir.

Mart sonu ve Nisan başlarında Ermeni terör faaliyetlerine karşı Osmanlı hükümeti tedbirleri daha da sıklaştırmaya başlamıştır. Mart ayı sonlarında (31 Mart 1915) Ermeni Patriği Başkomutanlığa çektiği telgrafta, Ermenilere haksız işlem ve muamelede bulunulduğu iddia etmiştir. Patriğin iddialarını yerinde araştıran Başkomutanlık 8 Nisan tarihinde Patriğe şu cevabı vermiştir:

“Bilgi ve yorumlarınız bizdeki belgelere uymamaktadır. Buna karşın yazdığınız olaylar hakkında komutanların dikkatini çektim. Halka daha şefkatle davranmalarını ve adaleti kusursuz uygulamaları hakkındaki hükümet düşüncesini şiddetle korumalarını yeniden istedim.

“Ermenilerin, vatandaşlığına ve Osmanlı Devleti’ne bağlılık ve sadakatine özellikle pek çok inanıyor ve önem veriyorum. Bu esaslı inancımı korumada ısrarlıyım. Ancak kabul edeceğinize inanıyorum ki, yabancı kışkırtmalarına kanan bazı şahıslar, maalesef vardır. Bu gibi şahısların kendi isteklerine ulaşmak için bazı yasadışı eylemlere de başvurdukları anlaşılmıştır. Bunlara karşı hükümetin sert hareketlere girişmesinde Osmanlı vatanının korunması bakımından maalesef zorunluluk vardır... Uyarı ve aydınlatma için sizin çalışmalarınız ve hizmetleriniz daima kıymettardır. Bu gibi hayır ve hizmetlerinizin devamını ve olumlu sonuç almasını güvenle bekliyor ve bu vesileyle saygılar sunuyorum.” 

1880'den 1915'e kadar 35 şehrimizi yakan Ermeni çetelerinin son yaktıkları şehir Van. Kente giren Ermeni Taşnak ve Hınçak çeteleri yerel Ermeni halktan da destek alarak karşılarına çıkan diğer insanları kurşuna dizmişti. Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü’ne doğru kaçmaya başlamıştı. İşte o anda Van ile Akdamar adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti.

Çaresiz kalan halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu. Asıl katliam da burada yaşanmıştı. Vapur, gölün tam ortasına gelince Ermeniler, Türk erkeklerinin tamamını vahşice katledip cesetlerini suya atmıştı. Kadınlar ise Akdamar’a götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı.

İşte bu sebeple Akdamar Adasının adı tarihe "tecavüz adası" olarak geçti.

Ermeni komitelerinin en yoğun faaliyette olduğu Van Vilayeti’nde komiteler 1914 yılından itibaren organize olmaya çalışmışlardı. Van Ermenileri Rusların Türklere karşı taarruzda bulunduğu sıralarda, 15 Nisan 1915 tarihinde isyan etmiş, isyan kısa sürede büyümüş ve Türkler çok zor durumda kalmışlardı.

15 Nisan 1915 günü Van’da başlayan Ermeni isyanını, o günleri yaşayan Emekli Tümgeneral Ahmet Hulki Saral şöyle anlatmıştır:

“Van, Ermenilerin ilk önce ele geçirmek istedikleri bir şehir idi. Bir noktada şansları da kendilerine yardımcı idi. 33. Piyade Tümeni Erzurum’a savaş dolayısıyla gönderilmişti. Van şehrinde bu surette jandarma kuvveti hariç başka askeri kuvvet kalmamıştı. Böylece Ermenilerin şehri işgalleri nispeten daha kolay bir hale gelmişti. Fakat her ihtimale karşı Rus ordularının Türk topraklarına girmeleri ve baharın gelmesini beklemişlerdi. Bu suretle Ruslar ile müşterek hareket edilerek daha başarılı olacaklarına inanmışlardı.

“Uzun senelerden beri silahlanan, tüfek, tabanca ve el bombaları gibi türlü silahlarla donanmış olan Ermeni çeteleri Van’da toplanmışlardı. Köyler de aynı şekilde silahlandırılmış, harekete hazır hale getirilmişlerdi. Ermenileri Aram isminde biri idare ediyordu. Türklerin savunmasını ise Vali Cevdet Bey idare ediyordu...”

Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı ve Kayseri Milletvekilli Yusuf Halaçoğlu, bir konferansta yaptığı konuşmada 'Van, 1915 yılında Ermeni ve Rus saldırısı sonucu düştü. 50 Türk kadını Akdamar Kilisesi’ne götürülürken iffetlerini korumak için kendilerini göle attı, yaşamlarına son verdiler.  Biz onlar için maalesef bir iffet anıtı dikemedik” demiştir.






Загрузка...


Губернаторы России
Москва

Собянин: В ТиНАО в программу реновации включили 268 домов


Спорт в России и мире
Москва

Две бронзы выиграли забайкалки на международных соревнованиях по киокусинкай «Moscow Cup 2024»


Загрузка...

Все новости спорта сегодня


Новости тенниса
ATP

Немец Зверев выбил россиянина Медведева из топ-4 ATP


Загрузка...


123ru.net – это самые свежие новости из регионов и со всего мира в прямом эфире 24 часа в сутки 7 дней в неделю на всех языках мира без цензуры и предвзятости редактора. Не новости делают нас, а мы – делаем новости. Наши новости опубликованы живыми людьми в формате онлайн. Вы всегда можете добавить свои новости сиюминутно – здесь и прочитать их тут же и – сейчас в России, в Украине и в мире по темам в режиме 24/7 ежесекундно. А теперь ещё - регионы, Крым, Москва и Россия.


Загрузка...

Загрузка...

Экология в России и мире
Москва

Станислав Кондрашов Telf AG: Китай стремиться к экологически чистому производству





Путин в России и мире
Москва

Санкт-Петербург не смог обойти Москву в рейтинге жизни населения


Лукашенко в Беларуси и мире



123ru.netмеждународная интерактивная информационная сеть (ежеминутные новости с ежедневным интелектуальным архивом). Только у нас — все главные новости дня без политической цензуры. "123 Новости" — абсолютно все точки зрения, трезвая аналитика, цивилизованные споры и обсуждения без взаимных обвинений и оскорблений. Помните, что не у всех точка зрения совпадает с Вашей. Уважайте мнение других, даже если Вы отстаиваете свой взгляд и свою позицию. Smi24.net — облегчённая версия старейшего обозревателя новостей 123ru.net.

Мы не навязываем Вам своё видение, мы даём Вам объективный срез событий дня без цензуры и без купюр. Новости, какие они есть — онлайн (с поминутным архивом по всем городам и регионам России, Украины, Белоруссии и Абхазии).

123ru.net — живые новости в прямом эфире!

В любую минуту Вы можете добавить свою новость мгновенно — здесь.





Зеленский в Украине и мире
Киев

Зеленский пожаловался, что западная помощь опаздывает


Навальный в России и мире


Здоровье в России и мире


Частные объявления в Вашем городе, в Вашем регионе и в России






Загрузка...

Загрузка...



Александр Градский

«КП»: Могила Градского на кладбище находится в заброшенном состоянии



Москва

Общественную территорию в Зарайске улучшат в следующем году

Друзья 123ru.net


Информационные партнёры 123ru.net



Спонсоры 123ru.net